Nereye Bakarlar? – Mimari Aydınlatma Tasarımında Hiyerarşinin Önemi
Yeni bir mekana girdiğinizi düşünün. İlk önce bir bölgeye bakarsınız. Daha sonra çevreyi, belli bir kural dahilinde görmeye başlarsınız. Mekan algısı, yeni kullanıcı için vakit alan bir süreçtir. Her zaman mimarın öngördüğü şekilde de çalışmayabilir. Fakat bunu bir mimari altyapı dahilinde tasarlamak mümkündür. Mimari aydınlatma tasarımcısının danışmanlığı bu noktada, mimarın tasarladığı mekan deneyimine yaklaşmaya oldukça yardımcı olacaktır. Bakacağınız veya insanlara göstereceğiniz bölgeler açısından aydınlık seviyelerini planlamak, bazı durumlarda çok fark edilmemesine rağmen anahtar bir detaydır. Görsel hiyerarşi; mekanda göstermek istediğinizi gösterip, mekanın ihtiyaçlarına yönelik farklı nitelikteki aydınlatma çözümlerinin sonucu olarak meydana gelmektedir.
Hiyerarşiyi biraz daha somut bir şekilde ele alalım. Kullanıcı, mekandaki en parlak bölge ve yüzeylere gözün çalışma prensibi gereği en başta bakar. Bu nedenle sirkülasyon alanları, giriş/çıkışlar, bir ofis veya mağazanın tabelası, mekandaki diğer elemanlara göre genelde daha aydınlıktır.
Bir konferans salonunda konuşmacı seyirciyle iletişime geçiyorsa aydınlatma senaryosu ayrı, sunum yapıyorsa ayrı şekilde planlanır.
Dini felsefelerde ışığın kutsal bir anlamı olduğu için dini yapılarda da, yapının çok karakteristik bir şekilde gün ışığından faydalanması ve dramatik bir etki yaratması hedeflenir. Pantheon’daki açıklık ve katedrallerdeki vitraylar, gül pencereler, Mimar Sinan’ın Mihrimah Sultan Cami’si vs bu sebeple planlanmıştır. Bu yaklaşımın arkasında, mekandaki ışık hiyerarşisi ve kontrastın önemi yatmaktadır.
Bir bina aydınlatılırken binanın tamamını aydınlatmak mimari detayları örtebilirken, mimari elemanlar arasında aydınlık düzeyi ve renk ile hiyerarşi sağlanırsa başarılı bir sonuç elde edilir.
Rembrandt’ın “The Philosopher in Meditation” isimli tablosunda bahsettiğim mekan hiyerarşisini deneyimleyebiliyoruz. Tabloya ilk bakışta, pencere ve pencereden içeri dolan gün ışığını görüyoruz. Işık, yaşlı adamın yüzüne çarpıyor. O taraftaki detayları algıladıktan sonra, tablonun sağ alt köşesinde bir parıltı göze çarpıyor. Biraz daha dikkat edince yaşlı bir kadının, ateşin başında iş yaptığını görüyoruz. Mekanın ışık hiyerarşisinin çok başarılı olduğu bu tablo, aydınlatma tartışma ortamlarında da sıkça örnek gösteriliyor.
Mimari aydınlatma tasarımında tasarımcının mekanı tanıması, hiyerarşik düzeni kurabilmesi, mekanın kullanıcı ve konseptine uygun şekilde çalışmasına olanak sağlar. Bir klişe olacak fakat inşaat projelerinde pek de öncelik verilmediği ve kalan bütçenin çok kısılarak aydınlatma çözümüne ulaşıldığı bilinen bir durumdur. Fakat ışığın önemi ve bu konudaki bilinç, ışığın görevinin yalnızca görme işlevini görmediğinin farkına vardıkça oturmaktadır. Mimar ve iç mimarların bir aydınlatma tasarımcısı ile çalışması, projelerinin niteliğini gözle görülür bir biçimde artıracaktır.